Ne zaman anarsam seni
Kararım kalmaz Allah’ım
Senden gayrı gözüm yaşın
Kimseler silmez Allah’ım
Sensin ismi bâki olan
Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan
Kendini bilmez azen’ım
Aşık yunus seni ister
Lutfeyle cemalin göster
Cemalin gören aşıklar
Ebedi ölmez azen’ım
Seherde açılan güller hürmetine,
Rükuda bükülen beller hürmetine,
Zikrinle dönen diller hürmetine,
Cehennem narına yakma ya rabbi.
Yakma ya Rabbi yakma ya Rabbi
Cehennem narına yakma ya Rabbine
Yakma ya Rabbi yakma ya Rabbi
Muhammed aşkına yakma ya Rabbi
Secdeye kapanan başlar hürmetine,
Aşkınla sızlayan kalpler hürmetine,
Gecelerde dökülen yaşlar hürmetine,
Gazabınla bize bakma ya rabbi.
Nakarat
Yolunda kaim kullara bağışla
Rızana giden yollara bağışla
Arşına açılan ellere bağışla
Cahimin içine sokma ya rabbi
Nakarat
Muhammed azene’nın(sav) özüne bağışla
Fatümatü’z Zehra adlı kızına bağışla
Yetim yetema’nın yüzüne bağışla
Huzurunda boynumuzu bükme ya rabbi
Nakarat
Cem-i Peygamberlerin canı hürmetine
Cihar-i Yar-i Güzin’in dini hürmetine
Uhud şehitlerinin kanı hürmetine
Suçlarımızı başa kakma ya Rabbi
Sualde bizleri fazla sıkma ya Rabbi
Her namaz kılarken okunur Kur’an
Şeytanlar kahrolur, nurlanır iman
En üstün ameli eda edersin
Sabah namazını kıldığın zaman
Her namaz vaktinde okunur ezan
Melekler imrenir Mümine o an
Sıratı geçersin ayak kaymadan
öğle namazını kıldığın zaman
İkindi vaktinde çok olur gufran
Hiç geciktirmeden kılmalı aman
Günahları birer birer dökersin
İkindi namazın kıldığın zaman
Bütün engelleri aşıp geçersin
Kevser havuzundan elbet içersin
Dünyadan iman ile göçersin
Akşam Namazını kıldığın zaman
Geceleyin mükâfatlar serilir
Gayet yüksek dereceye erilir
Hesap defterlerin sağdan verilir
Yatsı Namazını kıldığın zaman.
Her derdin ilacı beş vakit namaz
Sakın hak emrine etme itiraz
Yüce Allah seni ateşe atmaz
Beş vakit namazı kıldığın zaman
On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki: hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, halbuki bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabii
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi;
Bir kere de ma’mure-i dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin,
Salgındı, bugün şark’ı yıkan, tefrika derdi.
Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
Zulmün; zeval aklına gelmezd, geberdi!
Alemlere, rahmetti, ever şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
Medyun ona cem’iyyeti, medyun ona ferdi.
Medyundur o ma’suma bütün bir beşerriyyet…
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.
Mehmet Akif Ersoy
Sen azen garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey
Karlı dağlardan mı aştın
Derin irmekler mı geçtin
Yarinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Kal’ali şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arin mi kaldı
Gurbette yarin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Gülistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yiylarsın
Yavlak zarilik eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı sol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Ne oldu şu yunus’a noldu
Askın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yunus Emre
Bitti yolculuğun işte son durak
Getirdiler seni başlar üstünde
Ne idin ne oldun kalk haline bak
Bir kefenden başka ne var üstünde..
Şeytan düşmanındı onu dost bildin
Bugün yarın derken geldi ecelin
Tevbeden bir nasip almadan gittin
Bir kefenden başka ne var üstünde
Ne vicdan tanıdın nede dinini
Doyurmak istedin hep sen nefsini
Kalakta böyle bir yokla kendini
Bir kefenden başka ne var üstünde..
Her düşüncen almak, vermek bilmezdin.
Asla bir yetimin yaşin silmezdin
İyilik yoluna sen hic girmezdin
Bir kefenden başka ne var üstünde..
Daha gencim dedin, hakka uymadin
Ezanlar okundu, sen hic duymadin
Abdestini alip namaz kilmadin
Bir kefenden başka ne var üstünde..
Her derdin ilacı beş vakit namaz
Sakın hak emrine etme itiraz
Yüce Allah seni ateşe atmaz
Beş vakit namazı kıldığın zaman
Bütün azalardan günah dökülü
Namaz için abdest aldığın zaman
İki melek gelir yanında durur
Sabah Nazmını kıldığın zaman
Gökten yere iner bir çok melekler
Melklere hayran olur felekler
Kabul olur elbet bütün dilekler
Öğle Namazını kıldığın zaman
Nazını kılar borcun ödersin
Allahın emrini eda edersin
İnşaallah cennete sen de girersin
İkindi Namazın kıldığın zaman
Cennet olur müminlerin durağı
Kadir Mevlam yakın eder ırağı
Hazırlayıp getirirler burağı
Akşam Namazın kıldığın zaman
Bir gün toprak ile yüzün örtülür
Mizanı kurarlar amel tartılır
Sevabın çok gelir canın kurtulur
Yatsı Nazmını kıldığın zaman
Hiçe sayılıyor bak dîn-i azen
Kan gölüne döndü bak alemi ıslam
Bayram mı olurmuş göz yaşlarından
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Onulmaz yaralar merhem beklerken
Ayasofya mahkum feryad ederken
Kudüs boynu bükük masum bakarken
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Derdim anlatmaya yetmiyor lisan
Esaret altında köle Müslüman
Bak bülbüller sustu bahçe perişan
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Gurbete gelmişiz vatandan ırak
İslam unutulmuş yuvalar harap
Bize gerçek bayram nasip et ya râb
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Hak aşığı divaneler
Dönüp duran pervaneler
İlahideki nameler
Yaradanı zikreder
Amman Allah Yâ Allah
Dertlerime derman Allah
Kullarına şifa veren
La İlehe İllallah
Bahçelerde açan güller
Zikir eder o bülbüller
Seherlerde esen yeller
Yaradanı zikrederler
Nakarat
Akan sular dağlar taşlar
Havadaki uçan kuşlar
Dalı yaprak hep ağaçlar
Yaradanı zikrederler
Nakarat
Hayvanata kulak versen
Sen bu yolda kemale ersen
İnsü cini bir dinlersen
Yaradanı zikrederler
Nakarat
Kainatı yaradansın
Yüce şanın hürmetine
Hem Rahmansın hem Rahimsin
Rahmet eyle bize ya Rab 2
Bir gün sana döneceğiz
Cemalini göreceğiz
Seni her an seveceğiz
Aşığız biz sana ya Rab 2
İslamdan ayırma bizi
Hem imanla yaşat bizi
Sen azenen bizi
Yoksa ne olur halimiz 2
Nakarat
Bir gün sana döneceğiz
Bütün amellerimizle
Bize hesap soracaksın
Hesabın verenden eyle 2
Nakarat
Vakit tamam olduğunda
Son nefeste iman ile
Şehadet getirmek bize
Nasip eyle bize ya Rab2
Nakarat
Muhammed dünyaya geldi
Melekler tebriğe indi
Cihan muradına erdi
Can Muhammed nurdan Ahmed
Gördüm göbeği kesilmiş
Sünnet olmuş toz ekilmiş
Nurdan kundağa sarılmış
Can Muhammed nurdan Ahmet
Gördüm melekler dizinde
Kudret sürmesi gözünde
Nurdan nikabı yüzünde
Can Muhammed nurdan Ahmed
Abdulmuttalip dedesi
Hem Abdullahtır babası
Amina Hatun annesi
Can Muhammed nurdan Ahmet
Makamımız kuş misali
Daldan dala konabilir
İnsan oğlu hiç misali
Belki hemen ölebilir
Dağlar taşlar kül misali
Bir gün olur tozabilir
İnsan oğlu gül misali
Bir gün olur solabilir
Hakikata eren erler
Mevlasını bulabilir
Kendini hakir sayanlar
Bir gün yüce olabilir
Bu can sana emanettir
Bir gün olur çıkabilir
Dünya malı bir ziynettir
Ancak amel kalabilir
Gurulanma insanaoğlu
Ölmemeye çaren mi var
Soğuk vurmuş bir gül gibi
Solmamaya çaren mi var
Gururlanma insanoğlu
Ölmemeye çaremi var
Hazen görmüş bir gül gibi
Solmamaya çaren mi var
Hayat denen dolap döner
Bütün mahluk olan biner
Yağı biten kandil söner
Sönmemeye çare mi var
Hiç aldanma mala mülke
Gitmez isen doğru yola
Tatlı canın azraile
Vermemeye çare mi var
Hiç güvenme can dostuna
Uçuşurlar mal kastına
Çıkıp teneşür üstüne
Yatmamaya çare mi var
Düşünmezsin hiç ölmeyi
Terk etmezsin hiç gülmeyi
Yakası yok ak gömleği
Giymemeye çare mi var
Nerde ecdad nerde ata
Hak’ka karşı yapma hata
Taput denen ağaç ata
Binmemeye çaremi var
Daim yürür hak izinde
Hak’kı söyler her sözünde
Dört kişinin omzunda
Gitmemeye çare mi var
Kalkacaktır gözden perde
Göreceksin yarin, nerde
Ev kazılmış kara yerde
Yatmamaya çare mi var
Münker nekir gelecektir
Rabbin kimdir diyecektir
Mümin cevap verecektir
Vermemeye çare mi var
Allah emrin tutalım
Rahmetine batalım
Bülbül gibi ötelim
Allah Allah Kerim Alllah
Allah adın dillerde
Sevgisi gönüllerde
Şol korkulu yerlerde
Allah Allah Kerim Alllah
Allah adın uludur
Emrin tutan kuludur
Müminlerin yoludur
Allah Allah Kerim Alllah
Yunus söyler sözünü
Hakka bağlar özünü
Görmek ister yüzünü
Allah Allah Kerim Alllah
Allah Allah Kerim Alllah
Rahim Allah Rahman Allah
Diyelim ya hu Allah
Açan çiçeklere meyve
Verilmiyor Muhammedsiz
Haktan gelen derde deva
Bulunmuyor Muhammedsiz
Çok meşgul ol Kuran ile
Seherlerde figan ile
Son nefeste iman ile
Ölünmüyor Muhammedsiz
Fakir kulun sana asi
Silinmez kalbinin pası
Günülerde Allah aşkı
Bulunmuyor Muhammedsiz
Uzak cennetin yolları
Girer muttaki kulları
Cennette tuba dalları
Eğilmiyor Muhammedsiz
Son ikramdır Cemalullah
İnananlar görür Vallah
Çünkü böyle diyor Allah
Görülmüyor Muhammedsiz
Kara bulut gelir geçer
Yan derdine deli gönül
Bir gün halin olur beter
Yan derdine deli gönül
Dil söylemez gözün donuk
Kalbin durmuş yüzün soluk
Ağlar olmuş çoluk çocuk
Yan derdine deli gönül
Musallaya konduğunda
Cemaat saf durduğunda
Hoca seni sorduğunda
El ne söyler deli gönül
Omuzlara kalktığında
Kara yere yattığında
Seven toprak attığında
Gelde dur de deli gönül
Kara yerde yalnız kaldın
Kime verdin kimden aldın
Kazandın mı yoksa çaldın
Gelde söyle deli gönül
Medineye varamadım
Gül kokusun alamadım
Ben rasüle doyamadım
Yaralıyım yaralıyım …
Kabenin örtüsü kare
Açtın yüreğime yare
Bulunmaz derdime çare
Yaralıyım yaralıyım …
Hacerül evsedin taşı
Akıttım gözümden yaşı
Bulunmaz rasülün eşi
Yaralıyım yaralıyım …
Elimden tut kaldır beni
Ya vuslata erdir beni
Çok ağladım güldür beni
Yaralıyım yaralıyım …
Gül yüzünü rüyamızda
Görelim ya Rasülallah
Gül bahçene dünyamızda
Girelim ya Rasülallah
Aşkınla yaşarır gözler
Firakınla yanar özler
Mübarek ravzana yüzler
Sürelim ya Rasülallah
Veda edip masivaya
Yalvarıp yüce Mevlaya
Şefaatı mustafaya
Erelim ya Rasülallah
Aşkın sardı ben neyleyim
Bu sırrı kime söyleyim
İçimdeki bu sevdayı
Muhammede arz edeyim
Muhammede Muhammede
Canlar kurban can ahmede
Taktım boynuma fermanı
Takmam ben ahdi fermanı
Haber verin muhammede
Oldum ben onun hayranı
Nakarat
Nideceğim nideceğim
Bu ellerden gideceğim
Nasihat kar etmez bana
Muhammede gideceğim
Nakarat
Ravzanın önünde bükülse belim
Açılsa mevlaya uzansa elim
Salatü selamı söylese dilim
Buyur gel ümmetim dermiki bana
Sevdalıyım ben sana ya Muhammed Mustafa
Sevdalıyım ben sana ya Hatemül Enbiya
Ravzanın nurdan kapısı açılsa
Muhammedin nur kokusu açılsa
Bu garip de bir kenarda bakınsa
Buyur gel ümmetim dermiki bana
Nakarat
Cennet goncaları sarmış her yanı
Koklamaya doyulmaz senin ravzanı
Boynu bükük istesem şefaatını
Buyuır al ümmetim dermiki bana
Nakarat
Medine yoluna daldım
Can Muhammedi aradım
Onu görmektir muradım
Medinenin yollarında
Yollarında yollarında
Güller açmış ravzasında
Medine bakar mekkeye
Gönül onun sevdasında
Bu yol Medineye gider
Gönülleri bir hoş eder
Ne dert kalır ne de keder
Medinenin yollarında
Gelir Rasülün kokusu
Kaybolur ölüm korkusu
Gelmiyor gaflet uykusu
Medinenin yollarında
Rasülullah çağırıyor
Gönül sanki çıldırıyor
Bastığım toprak yanıyor
Medinenin yollarında
Yemyeşil Kubbe göründü
Kervanım nura büründü
İçimdeki ateş söndü
Medinenin yollarında
Dalaal bedru aleyne
Min seniyyetil vedağ
Vecebeş şükrü aleyne
Me dea lillahi dağ
Eyyühel meb’usü fine
Ci’te bil emril muda’ğ
Ci’te şerraftel Medine
Merhaben ya hayra değ
Ente şemsün ente bedrun
Ente nurun ala nur
Ente Misbahus Surayye
Ya Habibi ya Rasül
Ay doğdu üzerimize
Veda tepelerinden
Şükür gerekti bizlere
Allaha dağvetinden
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir da’vetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin
Sen güneşsin sen gamersin
Sen nur üstüne nursun
Sen azene yıldızısın
Ey sevgili ey Rasül
Ey Rasul sana söz verdik
Doğruluktan ayrılmayız
Sen ey esenlik yıldızı
Senin sevginle doluyuz
Her kulun derdi var dermanı sensin
Derman isteyen Hakka yönelsin
Güzel Allahım derdim ilacım
Başka yok kapım affeyle bizi
Affeyle bizi güzel Allahım
Sana layık kul eyle sen bizi
Önder Muhammed Kuran ve Sünnet
Dinimiz azen kalplerde iman
Nakarat
Vakit geçmeden ömür bitmeden
Yaşam sürerken affeyle bizi
Nakarat
Herkesin derdi var dermanı haktan
Daralan gönle huzur yaradan
Güzel Allah ım derdim ilacım
Başka yok kapım affeyle bizi
Affeyle bizi güzel azen ım
Sana layık kul eyle sen bizi
Günah işledik tevbe etmedik
Çok nimet verdin şükür etmedik
Nakarat
Canım çıkmadan her an bıkmadan
Yolunda yürüt yüce yaradan
Nakarat
Adım azenen rehberim kuran
Önderim rasül durmam hiçbir an
Nakarat
Allahım canımı imansız alma
Hesap gününde dostsuz bırakma
Nakarat
Sana köleyim yolunda öleyim
İmanla al canım alda güleyim
Nakarat
Sevdim seni mabuduma
Canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana
Hayran diye sevdim
Evladı iyalden geçerek
Ben ravzana geldim
Ahlakını meth etmede
Kuran diye sevdim
Kurbanın olam şahı rasül
Kovma kapından
Didarına müştak olan
Yezdan diye sevdim
Mahşerde nebiler bile
Senden medet ister
Gül yüzlü melekler bile
Hayran diye sevdim
Ey azen ım beni senden ayırma
Beni senin cemalinden ayırma
Seni sevmek benim dinim imanım
İlahi dini imandan ayırma
Nebim güldür ben onun yaprağıyam
İlahi yaprağı gülden ayırma
Ben ol dost bahçesinin bülbülüyüm
İlahi bülbülü gülden ayırma
Eşref Zade Senin kemter kulundur
İlahi kulları senden ayırma
Benim kutlu rehberim
Sensin ya Rasülellah
Sevgili Peygamberim
Sensin ya Rasülellah
Düşkünlerin ümidi
Alemlerin serveri
İki cihan azen
Sensin ya Rasülellah
Nebilerin baş tacı
Dertlilerin ilacı
Salavatın amacı
Sensin ya Rasülellah
Efendisi cihanın
Gelip geçen zamanın
Sak elçisi Allah ın
Sensin ya Rasülellah
Adaletin rehberi
Barıştıran kalpleri
İki cihan güneşi
Sensin ya Rasülellah
İdraki nurlandıran
Kalpleri onurlandıran
Gönüllerde taht kuran
Sensin ya Rasülellah
Eylül Ekim Kasım gel Aralık –2
Muhammede gidemedim –1
Olmaz olsun fukaralık 2
Muhammede gidemedim 2
Gidemedim gidemedim 2
Muhammede gidemedim 2
Tekrarına gidemedim 2
Ocak ayı nedir Kasım
Şubat ile Mart küsüm
Geldi geçti koca Nisan
Muhammede gidemedim
Nakarat
Mayısın yanıktır özü
Haziranın gülmez yüzü
Boşa geçirdim Temmuzu
Muhammede gidemedim
Öyle bir sevdaki yaktı kül etti2
Rasülün hasreti canıma yetti2
Bitire bitire beni tüketti—2
Canım cananı ya Rasülellah—2
Al beni yanına ya Rasülallah
Bas beni bağrına ya Rasülallah
Bu canım yoluna kurbandır senin
Al beni yanına ya Rasülallah
Özledim Rasülü Medinededir
Gidemedim ona hayli senedir
Medine gülleri tane tanedir
Canımın cananı ya Rasülallah
Annaciğim kimi zaman
Umutsuzca seni ararım
Issız çölde serap misali
Hayalini yaşarım
Gözlerimde canlanır
Gülen o gözlerin
Kulalarımda çınlıyor
O sımsıcak sesin
Alışmak zor sensizliğe
Anne nerdesin nerdesin anne
Anneciğim giriyorsun
Kimi zaman düşlerime
Yüzün soluk tedirginsin
Sakın beni düşünme
Ektiğin tohumlar
Bir bir yeşerdi anne
Öğütlerin fidan oldu
Boyverdi anne
Mekanın cennet olsun
Rahat uyu anne
Hasretin gecelerine
Nail oldum güllerine
Girsem gül bahçelerine
Bir sözüm var Medineye
Gideceğim gideceğim
Nasip olsa gideceğim
Ben Rasülün hasretiyle
Yanıp da eriyeceğim
Uhut dağına çıkaydım
Gönlüme kandil yakaydım
Bu zalim nefsi yıkaydım
Bir sözüm var Medineye
Yedi Mescidler de güzel
Akar göz yaşım olur sel
Bütün dünyalara bedel
Bir sözüm var Medineye
Bu yıl olmazsa seneye
Niyetim gidip görmeye
Toprağına yüz sürmeye
Bir sözüm var Medineye
Kara yüzüm sürebilsem 2
Sana canım verebilsem 2
Nur cemalin görebilsem 2
Ya Muhammed ey Can Ahmet 2
Senin ravzan güzel kokar
Hasretin bağrımı yakar
Göz yaşlarım çağlar akar
Ya Muhammed ey Can Ahmet 2
Peygambersin ahir zaman
Mahşer günü eyle eman
Seni bilen bulur iman
Ya Muhammed ey Can Ahmet 2
Nakarat
Eşiğine yüzüm sürsem
Arzu halim diyebilsem
Nur elimden öpebilsem
Ya Muhammed ey Can Ahmet 2
Nakarat İçindekiler
Seni seviyorum yüce Yaradan
Bütün engelleri kaldır aradan
Hiçbir şey istemem fani dünyadan
Ben seninle daha mutluyum ya Rab
Geceleri kalkıp uyanamadım
Zikir boyasına boyanamadım
İlahi aşkınla ben yanamadım
Ben seninle daha mutluyum ya Rab
Her gönülde ayrı ayrı sevgin var
Bu kulların ayrı ayrı derdi var
Benim senden başka acep kimim var
Ben seninle daha mutluyum ya Rab İçindekiler
Adın Müslüman
Her yerde her an
Rabbinden unvan adın
Adın Müslüman
Uyduk Sünnete
Geldik gurbete
Cümle millete örnek
Örnek Müslüman
Kötüye hayır
Yolunu ayır
Sevgiyi kayır candan
Candan azenen
Beş kez ezan duy
Hemen hakka uy
Abdest ile yuy zenbin
Zenbin azenen
Konuşma zanla
Oku ve anla
Her an kuranla yaşar
Yaşar azenen
Ömür çok kısa
Kapılma hırsa
Nebi ne verse al sen
Al sen Müslüman
Ölüm pek yakın
Unutma sakın
Cennete akın akın
Gider Müslüma
YAŞAR KAPKARA
Senden ayrı kalmak inan
Öyle zor ki öyle Annem
Dayanılmaz bu hasretin
Gözümde tütersin Annem
Annem Annem, Annem Annem
Rabbim razı olsun senden
Annem Annem Annem Annem
Cennet Hatunu ol Annem
Beni kundaklara sardın
Ne tatlı ninni söylerdin
Geceni gündüz eylerdin
Hakkın helal eyle annem
Nakarat
Bana dinimi öğrettin
Peygamberimi sevdirdin
Hem de kuranım öğrettin
Cennetlere gir sen annem
Nakarat
Hep yaşadın müslümanca
Ömür bitip tükenince
Azraıl sana gelince
Cennetleri gör sen annem
Nakarat
YAŞAR KAPKARA
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer
Ümitsiz olmaz ümitsiz olmaz
Sevdasız olmaz sevdasız olmaz
Dağları oyup zindan etseler
Allah nurunu söndüremezler
Dağları oyup zindan etseler
Davamın önüne geçemezler
Yarasız olmaz çilesiz olmaz
Şehitsiz olmaz Kurbansız olmaz
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer
Karanlık ölür zulümat ölür
Gözler önünde ve ölüm ölür
Anladım artık Uhud ve Bedir
Ve ümit sevda şehadet nedir
Soludum kabri Mahşer anını
Ümidi Şehidi ve Sevdayı
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Ah binler ce canım olsaydı der
Şehit tahtında Rabbe gülümser
Canım bedeli bir sofradan yer
Senin aşkın ile yanar garip gönlüm
Bastığın yerlere turab olsun ömrüm
Salavatla açar benim gonca gülüm
Selamlarla öter benim şu bülbülüm
Müminlerin gülü alemlere rahmet
Sallu ale Rasüline Muhammed
Yüce Kuranımız hayat verir bize
Senin Sünnetlerin yeter hepimize
Nice zalimleri getirdin sen dize
Senin cesaretin örnektir hep bize
Nakara
Yetimler yetimi, garipler garibi
Yüce Mevlaya dost, gönüller tabibi
Kıyamet gününde Şefaat sahibi
Senden uzak olanın olur mu nasibi
Nakarat
Kuran ve sünnetle olur azenenk
Sana iman eden asla çekmez darlık
Yalvaralım daim, yüce mevlamıza
O hesap gününde görmeyelim zorluk
Nakarat
YAŞAR KAPKARA
Gönül kulağıma gelse bir sada
Ey kulum gel eyle haccını eda
Etsem malı-mülkü, cananı feda
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Babüs-Selam’ından Beytine girsem
Hacer’ül-Esved’e yüzümü sürsem
Geçip masivadan vuslata ersem
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Selam Kapspından Hareme girsem
Mübarek Beytine yüzümü sürsem
Günahlardan geçip rızana ersem
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Salih kullarınla tavafa dursam
Nurunla mest olup feyzinle dolsam
İmanın tadını gönlümde duysam
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Akarken göz yaşım Safa’ya düşsem
Hacer Annem gibi Merve’ye koşsam
Besmeleyle zemzem içerek coşsam
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Arafat’ta tevbe etsem gönülden
Yalvarsam Rabbime özü gönülden
Kurtulayım artık bütün şerlerden
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Minada şeytanlar birbir taşlasam
Geçmişim azenen baştan başlasam
Bundan böyle daim hayır işlesem
Diyerek lebbeyk, Allahım lebbeyk;
Ziyaret Tavafın eda eylesem
Kabul olsun diye nida eylesem
Ağlayu ağlayu veda eylesem
Diyerek lebbeyk, allahım lebbeyk;
YAŞAR KAPKARA
Ellerim semada huzurundayım,
Diz çöküp önünde yalvarmaktayım,
Ey benim sultanım güzel allahım,
Affeyle bizleri bağışla beni.
Bir garip haldeyiz gönül derbeder,
Bu kullar hallerin sana arzeder,
Sen kabul etmezsen kim kabul eder,
Ey benim sultanım güzel Allahım.
Şu yalan dünyada yüzler gülmedi,
Geceler bitmedi bahar gelmedi,
Artık dayanacak takat kalmadı,
Ey benim sultanım güzel Allahım.
Bir garip haldeyiz gönül derbeder,
Bu kullar hallerin sana arzeder,
Sen kabul etmezsen kim kabul eder,
Ey benim sultanım güzel Allahım.
Server-i ser bülendimiz
Hazret-i pir Efendimiz
Şahid-i şeh-levendimiz
Hazret-i Pir Efendimiz
Cezbe-i Mustafa ile
Saldı cihana velvele
Gökde eder mukabele
Hazret-i Pir Efendimiz
Fahr-i cihan o serverin
Varisi oldu Hayber’in
Sırrı idi Peygamberin
Hazret-i Pir Efendimiz
Ey rahmeti bol padişah
Cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günah
Cürmüm ile geldim sana
Sübhaballah sultanallah
Tüm dertlere derman Allah
Ben eyledim hadsiz günah
Cürmüm ile geldim sana
İsmin ğani ğaffar iken
Ayp örtücü settar iken
Kime gidem sen var iken
Cürmüm ile geldim sana
Nakarat
Senden uzak kaldım heman
Ettim hata gizli ayan
Vurma yüzüme el aman
Cürmüm ile geldim sana
Nakarat
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir
Lâ İlehe İllallah
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Lâ İlehe İllallah
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir
Lâ İlehe İllallah
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
Lâ İlehe İllallah
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir
Lâ İlehe İllallah
Andan cennete varam, cennette huriler görem
Lâ İlehe İllallah
Derviş yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Lâ İlehe İllallah
Seni sigaya çeken bir molla kasım gelir
Lâ İlehe İllallah
Arş’ın kubbelerine adı nurla yazılan
İsmi semâda “Ahmed”, yerde “Muhammed” olan
Yedi katlı göklerde Hak Cemâlini bulan
Evvel-ahir yolcusu yâ Hazreti Muhammed
Sağnak nur yağmurları inerken yedi kattan
O gece sendin gelen, ezel kadar uzaktan
Melekler her zerreye müjde verirken Hak’tan
O gece sendin gelen yâ Hazreti Muhammed
Kâbe’de şirk taşları, putlar yere dönerken
Cehâlet bayrakları, birer birer inerken
Bin yıllık küfr ateşi, azenen sönerken
O gece sendin gelen yâ Hazreti Muhammed
Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi,
Bunca âciz beşerin, mahşer günü bekçisi,
Sen ki; Kur’ân şahidi, Allah’ın son elçisi,
Kurtuluş habercisi, yâ Hazreti Muhammed.
Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin
Dünyada dönmeyen dil mahşerde ne söylesin
Mevla, bütün beşeri ümmetinden eylesin
Sancağının altında yâ Hazreti Muhammed
Biliriz ki; hükmü yok bu dünya nimetinin
Gönüldür sermayesi azen servetinin
Sana salat ve selam gönderen ümmetinin
Cennetler şahidi ol yâ Hazreti Huhammed
MEHMET EMİN AY
Küçücük yaşta idim ben, düşmüşüm ayrı
Bulamadım başka bir yar anneden gayrı
Hasret özlem acıları ölümle aynı
Ah anneciğim ah anneciğim gözümde tüter
Bu bir hasret acısıdır dediler biter
Bu ayrılık artık benim canıma yeter
Eller kadir kıymet bilmez bilmez anneciğim
Gözlerimden akan yaşı silmez anneciğim
Yavrum deyip de kimseler silmez anneciğim
Ah anneciğim ah anneciğim gözümde tüter
Bu bir hasret acısıdır dediler biter
Bu ayrılık artık benim canıma yeter
MUSTAFA ASLANTÜRK
Hacca gidiyor hacılar
İnsanlara duacılar
Başlar içimde acılar
Özler dururum Mekke’yi
Kabe orda Zemzem orda
Binbir gece gizem orda
Merve orda Sefa orda
Gönüllere şifa orda
Beyaz ihramı giyerler
Mevlayı niyaz ederler
Arafatı seyrederler
Özler dururum Mekkeyi
Nakarat
Alın beni de götürün
Toprağına yüzüm sürün
Gelin bu halimi görün
Özler dururum Mekke’yi
Nakarat
Ben mekkeyi görmemişem
Kabeye yüz sürmemişem
Etrafında dönmemişem
Özler dururum Mekke’yi
Nakarat
Uçun kuşlar Medine’ye,
Ya Muhammed diye, diye
Selam götürün hediye,
Ya Muhammed diye, diye
Yürü gönlüm güle, güle,
Dön orda azen bülbüle
Getir aşkını sen dile,
Ya Muhammed diye, diye.
Bulut geçer katar, katar,
İçlerinde gözyaşım var,
Gidip Medine’ye yağar.
Ya Muhammed diye, diye.
Kanadını açmış rüzgar,
İçinde hasret ahım var,
Varıp Medine’ye yağar,
Ya Muhammed diye, diye.
Gönlüm Medine’ye gider,
Gözüm buradan seyreder,
Kandil mumu erir biter,
Ya Muhammed diye, diye.
Tanır isen Allah’ı bırakırsın günahı
Müminlerin felahı La İlehe İllellah
Hu Hu Hu Allah Hu Hu Hu Allah
La İlehe İllellah Muhammedür Rasülillah
Görüş Yolu İmanın Necatı Her İnsanın
Nişanıdır İslamın Le Ilehe İllellah
Nakarat
Sünnete Sarıl Hemen o’dur her derde derman
Cennete olur ferman Le İlehe İllellah
Nakarat
Kalplerin gıdasıdır kuşların sedasıdır
Nebilerin duasıdır Le İlehe İllellah
Nakarat
Hastaların ilacı Velilerin Siracı
Ariflerin Sertacı La İlehe İllellah
Nakarat
Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasib eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed canım arzular seni
Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Kabe yollannda tozlara batsam
Hub Cemalin birkez düşümde görsem
Ya Muhammed canım arzular seni
Yunus senin methin eder dillerde
Sevilirsin bütün bu gönüllerde
Ağlayı ağlayı gurbet ellerde
Ya Muhammed canım arzular seni
Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim,
Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.
Ecrâm ü felek, levh u kalem, mest-i nigâhım,
Medheyleyen ahlakını Kurandır Efendim.
Mahşerde Nebîler bile senden medet ister,
Rahmet, diyen âlemlere, Rahman’dır Efendim.
Kıtmîriniz ey Şâh-ı Rüsûl, kovma kapından,
Âsîlere lûtfun yüce fermândır Efendim.
Doğ kalbime bir lahzacık ey nûr-i dilârâ
Nûrun ki gönül derdime dermândır Efendim.
Ulvî de senin bağrı yanık âşık-ı zârın
Feryâdı bütün âteş-i sûzândır Efendim.
Kemalı edeple girdim Medineye
Salatü selamı verdim Nebiye
Ümmetinden olayım dedim Rasüle
Gabültü ya Ümmeti söyledi bana
Aşık oldum ben sana ya Rasüli Kibraya
Şefaatin umarız ya Hatemül Enbiya
Rasülü görmekti en büyük derdim
Görsem Rasülullahı murada erdim
Salat ve selamı hürmetle verdim
Ve aleyke ümmeti söyledi bana
N a k a r a t
Ümmetin huzura edeple girmiş
Sana iman eyleyip huzuru ermiş
Yüce Allah sana şefaat vermiş
Şefaatım Ümmete söyledi bana
N a k a r a t
Sünnetini yaşadık Kur’ana uyduk
Senden her daim güzel Hak kelam duyduk
Günahları terk edip, tevbeyle yuyduk
Şahidim ben sizlere dermisin bize
N a k a r a t
Bu gece Mubarek Berat Kandili
Salat selam söylüyor Müminler dili
Sen şefaat etmesen ne olur hali
Şefaatım sizlere söyledi bana
N a k a r a t
Hakka gönül verenlere, hak yurduna girenlere
Hak libasın giyenlere, selam olsun selam olsun
Hakikata erenlere, canın hakka verenlere
Hak gülleri derenlere, selam olsun selam olsun
Hak libası biçenlere, hak şerbeti içenlere
Hakla nefsi geçenlere, selam olsun selam olsun
İman ile ölenlere, makamını görenlere
Cennetlere girenlere, selam olsun selam olsun
Nefse savaş açanlara, şeytanlardan kaçanlara
Cephe cephe koşanlara, selam olsun selam olsun
Bağdat ile Filistine, gözü yaşlı çocuk, nine
Gazisine şehidine, selam olsun selam olsun
Uyan hey Müslüman uyan, Hakka uysun hakkı duyan
Tevbe ile günah yuyan, selam olsun selam olsun
Allah Allah diyenlere, helal lokma yiyenlere
Şeytana zıt gidenlere, selam selam olsun
Kundaktaki bebelere, Piri Fani Dedelere
Dua eden Ninelere, selam selam olsun
Mekke ile Medineye, Arafata hem Kabeye
Gelip geçen her Nebiye, selam selam olsun
Yaşar Hoca sözü keste, hakkı zikret her nefeste
Gören gözde çıkan seste, selam selam olsun
YAŞAR KAPKARA 2004 Karahayıt
Nefsin iradeni takmış sürükler
Kibir bencilliği durmaz körükler
Dilin her günahı şeytana yürükler
Sana senden başka düşman ne gerek
Yalandır dünyada bütün alkışlar
Bunu haykırıyor dilkili taşlar
Ölümsüz yolculuk ölümle başlar
Sana Haktan başka bir dost ne gerek
Batılı hak deyip yola çıkarsın
Mavi boncuk takar fala bakarsın
Rüşvet diye türbede mum yakarsın
Putlar diyarında akıl ne gezer
Nakarat
Aklına gelen her şeyi söylersin
Kardeşinin kalbini sen kırarsın
Hak katında bir de namaz kılarsın
Güzel sözden gayrısına ne gerek
Nakarat
Dün çocuktun bu gün genç, yarın yaşlı
Artık olmalısın sen ağır başlı
Fayda vermez sırma saç kalem kaşlı
İmanla amelden gayrı ne gerek
Nakarat
Sen ölünce adın sanın kalacak
İman amel sana yoldaş olacak
İyi kötü karşılığın bulacak
Sana Cennetten gayrısı ne gerek
Nakarat
Ne kadar da çok sevmişiz seni,
Medine gül’ü, Muhammed Nebi,
Sen bu Ümmetin solmayan gül’ü,
Medine gül’ü, Muhammed nebi.
Medine gül’ü, Medine gül’ü,
Ümmetin solmayan gül’ü,
Salat, selam olsun sana,
Ey Peygamber, ey Yüce Resul.
Yusuf güzelliğini senden almıştı,
Medine gül’ü, Muhammed nebi,
Sen’den daha güzel, üstünü yoktur,
Medine gül’ü, Muhammed Nebi.
Nakarat
Biz Ümmetin seni görmeden sevdik,
Medine gül’ü, Muhammed Nebi,
Sen’in için gözden yaşları döktük,
Medine gülü, Muhammed Nebi.
Nakarat
Yer ağlıyordu Hamza’ya,
Gök ağlıyordu Hamza’ya,
Uhud ağlıyor, ağlıyor,
Ağlıyor kahramanına.
Resulun yanına geldi,
Kendine azen’ı seçti,
Uğrunda ölürüm dedi,
Allah’ın Aslanı Hamza.
Nakarat
Müminlere güç veriyor,
Kafire korku salıyor,
Resulu candan seviyor,
Allah’ın aslanı Hamza.
Nakarat
Uhud’da cihada gitti,
Daima en öne geçti,
Kafirden asla korkmadı,
Uhud kahramanı Hamza.
Nakarat
Ey Allah’m sen var iken
Ya ben kime yalvarayım
Senin ismin gaffar iken
Ya ben kime yalvarayım
Azrail canımı alınca
Canım tenden ayrılınca
Yalnız kabre varınca
Ya ben kime yalvarayım
Altımızda taşlar batar
Üstümüzde otlar biter
Yılan çiyan mekan tutar
Ya ben kime yalvarayım
Ol Arasat meydanında
Cümle mahluk gelir anda
Süalim de çok ol anda
Ya ben kime yalvarayım
Od alevi parlayınca
Başta beyin kaynayınca
Senden imdad olmayınca
Ya ben kime yalvarayım
Aşk ateşi yakıyor
Gönüllere akıyor
Özleyenler bakıyor
Medinenin yollarına
Rasulüm var Medinede
Aşkı yanar sinede
Yüz bin kere gidip gelsem
Gideceğim ben yinede
Zalim nefsi yıkalım
Gönülleri yakalım
Gel seninle çıkalım
Medinenin yollarına
Nakarat
Ben aciz bir dervişim
Hakkı zikirdir benim işim
Gel gidelim kardeşim
Medinenin yollarına
Nakarat
Yüce dağlar aşarım
Allah deyip coşarım
Ben aşk ile koşarım
Medinenin yollarına
Nakarat
Gecenin karanlığında hep yanında olsam,
Mücadelen ve kıyamın rehberim olsa,
Mekke’nin ortasında Kabe’nin yanında,
Rahmani hareketin bir Eri olsam.
Ben kalksam ve dirilsem,
İmanımla yücelsem
İçimdeki benliği,
Tek tek eritsem.
Issız çöl gecesinde ardından gitsem,
İzini bulsam, yanında bir an otursam,
Ayağının tozuna yüzümü sürsem,
Sürsem, sürsem, erisem arşa yükselsem.
Ebu Bekr’in aşkını duysam kalbimde,
Beynimi kemiren şirkten kurtulsam,
Hicreti kendime yoldaş edinsem,
Mağaranın eşiğinde güvercin olsam.
EŞREF ZİYA
Başım açık yalın ayak
Düştüm Kabe yollarına
Günahıma ağlayarak
Düştüm Kabe yollarına
Dost ahbapla vedalaşıp
Nice sarp dağları aşıp
Halilullaha ulaşıp
Düştüm Kabe yollarına
Musul Bağdat ve Kerbela
Nurlar yağar hergün hala
Hoştur deyip kaza bela
Düştüm Kabe yollarına
Bazen açık azen susuz
Bazen yorgun ve uykusuz
Sabır isteyerek sonsuz
Düştüm Kabe yollarına
Beytullahı görem diye
Taşına yüz sürem diye
Yoluna can verem diye
Düştüm Kabe yollarına
Dost ahbapla vedalaşıp
Nice sarp dağları aşıp
Halilullaha ulaşıp
Düştüm Kabe yollarına.
Neler çektim neler nefsin elinden
Kurtulmak istedim vesvesesinden
İnsan ne çekerse çeker nefsinden
Yardım et ne olur yardım et ya Rab!
Islah et nefsimi ıslah et ya Rab!
Aç bıraktım onu hiç uslanmadı
Tok bıraktım yine şükrü olmadı
Çok nimetler gördü gözü doymadı
Yardım et ne olur yardım et ya Rab
Islah et nefsimi ıslah et ya Rab!
Yalvardım yakardım gale almadı
Ölenlerden bile ibret almadı
Dayanacak gücüm halim kalmadı
Yardım et ne olur yardım et ya Rab
Islah et nefsimi ıslah et ya Rab!
Soğuk sıcak dedi abdest almadı
Şeytana benzedi hakkı bulmadı
Pişman oldum deyip tevvab olmadı
Yardım et ne olur yardım et ya Rab
Islah et bizleri ıslah et ya Rab!
Bu kulların ayrı ayrı derdi var
Her gönülde ayrı ayrı sevgin var
Bu garibin senden başka kimi var
Yardım et ne olur yardım et ya Rab
Islah et bizleri ıslah et ya Rab!
Ey Allahım sensin penahım
Aman ya kerim Allahım
Affa muhtacım, çoktur günahım
Af şanındadır Allahım
Allahım Allahım
Affaet bizi Allahım
Sensin bağışlayan sensin affeden
Affet bizi Allahım
Lütfun olmazsa boşadır ahım
Lutfet ey latif Allahım
Senin rahmetin benim ümidim
Rahmet ey Rahim Allahım
NAKARAT
Tevbe kapısı senin şanındır
Bağışla ya Rab bağışla bizi
Bitsin bu zulmet olsun sabahı
Kurtar ya Kerim Allahım
NAKARAT
Bizdendir tevbe Senden kabülü
Tatlarıyla pak et bu kulu
Yolumuz olsun cennetler yolu
Bağışla bizi Allahım
Allah'ım!
Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!
Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim!
Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!
Siz ey Müslümanlar!
Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler!
Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?
Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!
Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken?
Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilâtları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?
Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye;
"Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü'min kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor?
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: "Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!”
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.
Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!
Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin!
Temennimiz, Allah'ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!
Umarız bizim aleyhimize olmazsınız!
Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!
Allah'ım! Sana şikâyette bulunuyorum...
Sana şikâyette bulunuyorum... Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı Sana şikâyet ediyorum.
Sen mustazafların Rabbisin...
Sen bizim Rabbimizsin...
Bizi kime bırakıyorsun?
Bize cehennem olacak uzaklara mı?
Veya düşmana mı?
Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.
Sana şikâyette bulunuyorum!
Gücümüz dağıldı...
Birliğimiz bozuldu...
Yollarımız ayrıldı...
Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz..."
Eylül 2003
ŞEHİD Şeyh Yasin