İLİM HAKKINDA HUTBELER
اَلْحَمْدُ للهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ، اَلْعَزِيْزِ الْغَفَّارِ
للَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ الْمُخْتَارِ * وعلى اله واصحابه الاطهار *
وعلى جميع الانبياء والمرسلين الابرار
Kıymetli Müminler!
Bugün sizlerle “Allah'a İman” mevzusunu Âyeti Kerimeler ışığında, Peygamber Efendimiz sav ve Ashabı Kiramın hayatlarından örnekler vererek açıklamaya çalışacağız.
Rabbim bizleri makbül bir iman ile müşerref eyleyip, amel-i salih ile muttakiler derecesine ref eylesin. Âmin!
Öncelikle “İman” kelimesi ve irtibatlı kelime ve kavramları kısa da olsa açıklayalım.
İman / İtikad
İman : “Güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” gibi anlamlara gelen emn (emân) kökünden türemiştir.
İman : “Güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak”,
İman : “Allah’tan alıp din adına tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak” diye tanımlanır.
İtikad : “Sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” mânasındaki akd kökünden türemiştir.
Bu inanca sahip bulunan kimseye Mü’min, inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de Müslim denir.
Kardeşler!
İman İ’tikad’ı, İ’tikad İ’timad!ı gerektirir. Yani Allah’a İ’timadı olmayanın İmanı da yoktur. Her Müslüman/Mümin bu gerçeği çok iyi bilmelidir. İmanı Bereketli bir ağaca benzettiğimizde de şöyle bir görüntü ile karşılaşırız:
İmanın,
Kökleri Marifet
Gövdesi Tasdik
Dalları İkrar
Meyvesi Ameldir.
Rabbimiz Teâla İmanı şöyle açıklar:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِيَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِاللّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً بَعِيدًا
“Ey iman edenler! Allah’a, Rasûlü’ne, indirdiği Kitab (Kur’an)’a ve daha önce indirdiği kitap(ların asılların)a (gereği gibi sebatla) iman edin. Kim Allah’ı, Meleklerini, Kitaplarını, Rasûllerini ve Âhiret Gününü (birini bile) inkâr ederse muhakkak ki o, derin bir sapıklığa düşmüş (imandan çıkmış) olur.”1
“Ey İman Edenler! İman Edin” Çağrısı ne Demektir?
1. İman ettiğiniz değerlere, şüphe etmeden, tam olarak iman edin.
2. İman hakikatlerini iyice öğrenin ve içselleştirin.
3. İmanlarınızı taklidi imandan tahkiki imana yükseltin.
Kardeşler!
Burada İmanın Şartlarını bir kere daha hatırlayacak olursak:
1- Allaha İman (İsim, Sıfat ve Fiillerinde Tek’dir.)
2- Meleklerine İman (Sadece İbadet ederler)
3- Kitaplarına İman (Özelde Kuran-ı Kerim)
4- Peygamberlerine İman(Özelde Hz. Muhammed as’a İman)
5- Âhiret Gününe İman(Ölümden sonraki Cehennem/Cennet)
6- Kadere İman (Hayır da Şer de Allah’ın İzni ile olur.)
İmanın bu 6 Şartının ilki olan Allaha İman konusuna Efendimiz sav’in bir Hadis-i Şerifini hatırlatarak geçebiliriz.
Ebu Amr (veya Ebu Amre) Süfyan İbni Abdullah ra şöyle dedi:
قُلْتُ : يا رسول اللَّهِ قُلْ لِي في الإِسلامِ قَولاً لا أَسْأَلُ عنْه أَحداً غيْركَ
« قُلْ : آمَنْت باللَّهِ: ثُمَّ اسْتَقِمْ »
-“Ya Rasulallah! Bana İslam’ı öylesine anlat ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim.
Rasulullah as:
“Allah’a inandım de sonra da dosdoğru ol!” buyurdu.2
Yani İslam’ın özeti bu iki kelimedir. Allaha İman ve İstikamet.
ÖRNEK OLAY
Birinci Akabe Bîatı / Bi'setin 12. senesi (Miladî: 621)
Bi'set’in 11. yılında Akabe mevkiinde İslâmiyetle şereflenen Esad bin Zürare Liderliğindeki 6 Medineli Genç, bir sene sonra aynı yerde buluşacaklarına dair Rasûl-i Ekrem Efendimize as söz vermişlerdi.
İlk görüşmelerinin üzerinden bir sene geçip, hac mevsimi gelince, içlerinde bir sene önce İslâmla şereflenmiş bulunan altı kişinin de bulunduğu 12 kişilik bir kafile Mekke'ye doğru yola çıktı.
Akabe denen küçük ve dar vadide, bir gece vakti gizlice Rasûl-i Ekremle buluşarak görüştüler.
Bu görüşme sonunda şu hususlarda Rasûlullah’a bîat ettiler:
1. Allah'a hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamak,
2. Hırsızlık yapmamak,
3. Zina etmemek,
4. Çocuklarını öldürmemek,
5. Kimseye iftirâ etmemek,
6. Hiçbir hayırlı işe karşı çıkmamak.3
Bu bîattan sonra Peygamber Efendimiz sav, kendilerine hitaben şöyle konuştu:
"Sizden, verdiği sözde duranın ücret ve mükâfatını Allah, tekeffül etmiş, onlara Cenneti hazırlamıştır.
Kim insanlık icâbı, bunlardan birini işler de ondan dolayı dünyada cezaya uğratılırsa, bu ona kefaret olur.
Kim de yine bunlardan, insanlık haliyle birini irtikab eder de işlediği o şeyi Allah açığa vurmazsa, onun işi Allah'a kalır. Dilerse onu bağışlar, dilerse azaba uğratır.4"
Kardeşler!
Abdullah ibni Revaha ra arkadaşlarını; تعال نؤمن ساعة “taal nu’minü saaten, gelin bir saat iman edelim.” diye hitap ederek, çağırırdı.
Abdullah ibni Revaha ra bu sözü söylediğinde sahabeden bazıları, “Abdullah bu ne bişim bir söz?,” diyorlardı.
O da “Sizi iman etmeye çağırıyorum”, deyince, Onun bu sözüne itiraz edip kızıyorlar ve Rasülullah’a sav gidip, onu şikayet ediyorlardı.
Efendimiz sav bu sözü duyunca:
-“Abdullah sizi çok güzel bir şeye çağırıyor. Gidin! Oturun! ve imanlarınızı takviye edin”, diyordu.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bugün Müminlerin en çok kullandığı kelimelerden birisi “ALLAH” lafzıdır. En az tanıdıkları şey de ALLAH’dır. Aşağıda bu lafızlardan birkaç tanesini hatırlama babından yazdık.
Acaba, kullandığımız bu lafızların manalarını ne kadar biliyor, icaplarını ne kadar yerine getirebiliyoruz?
Allâhü Ekber
Allah Vekil
Bêrakellah
Bi-iznillâh
Cündüllah
El-hamdü lillâh
Emrullah
Estağfirullah